ACEMİLİĞİNİ MANİSA'DA YAPACAK ASKERLER İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER Herkese yeniden merhaba. Biliyorum eskisi gibi sık yazmıyorum...

ACEMİLİĞİNİ MANİSA'DA YAPACAK ASKERLER İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER

ACEMİLİĞİNİ MANİSA'DA YAPACAK ASKERLER İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER


Herkese yeniden merhaba. Biliyorum eskisi gibi sık yazmıyorum, ama geç de olsa bu konu hakkında bir şeyler yazacağım için mutluyum. Bugünkü konumuz askerlik. Ben 354 KD olarak askerliğimin acemiliğini Manisa'da, ustalığını ise Kıbrıs'ta yaptım. Daha önceden bilgiler toplamıştım ama sağlam ve toplu bir kaynak bulmakta zorlanmıştım maalesef. Ben de sonra buralara gidecek arkadaşlar aynı durumu yaşamasın diye kaynak niteliğinde bu yazıyı yazıyorum. Kasım celbinde gidecek olan arkadaşlara da şans ve sabır diliyorum. Umarım bir an önce biter. Kısa dönem, uzun dönem... Hiç fark etmez. Manisa Batı Kışla'ya ve Kıbrıs'a, özellikle Magosa'ya askerliğin düştüyse bu yazı tam sana göre. Okumadan geçme sakın... Ayrıca Lefkoşa ve Girne hakkında da bilgiler vereceğim ucundan... Bu yazıda Manisa'dan bahsedeceğim, diğer yazıda ise Kıbrıs. Usta birliği olduğu için Kıbrıs daha uzun sürecek.


Acemi Birliği Manisa Batı Kışla 


Başlıyoruz. Arkadaşlar ben askerliğimi öğrendikten sonra internetten çok faydalandım. Hemen Facebook'ta grup kurduk, Donanımhaber'in askerlik grubundan paylaşan kişilerle iletişime geçtik. Manisa - Kıbrıs grubumuzda oldukça insan vardı. Ondan sonra Magosa'ya gidecek arkadaşlarla birbirimizi keşfettik, mesaj grubu ve Whatsapp grubu kurduk. Bunların sonucunda Manisa'da birliğe teslim olmadan önce kışlanın karşısında Magnesia AVM'de tam 16 kişi buluştuk. Sabah erken saatlerde buluşup, teslim olma saati olan 13:00'da hep beraber kışlaya gittik. İnterneti didik didik edin, birileriyle beraber hiç bilmediğiniz bir yolculuğa başlamak size cesaret veriyor. Biz ayrıca İstanbul'dan Manisa'ya 3 arkadaş gittik.

Otobüsle gidecekseniz Otogar ana baba günü, trafik Otogar'a varmadan otoyolda başlıyor. Bunu dikkate alın. Otobüsün önünü kesenler, havai fişek atanlar, otobüsün üstüne çıkanlar, davul zurna sesleri, halaylar, havaya atmalar ve daha neler neler... Bu hengameyi çekmek istemiyorsanız uçak bileti alın, İzmir'e uçun, oradan sürekli Manisa'ya otobüs kalkıyor zaten. İzmir - Manisa arası 1 saat...

Kışla şehrin göbeğinde. Hatta sabah eğitim alanına gittiğinizde karşıdaki mahallenin evlerini, hatta içlerini görüyorsunuz. Bakınız aşağıdaki fotoğraf. O mahalle Manisa'nın en sosyetik mahallesiymiş. Her sabah 7'de asker marşı duyan sosyetik mahalle aha.

Kışlanın önünde inanılmaz bir sıra olacak, siz de paşa paşa bu sırayı bekleyeceksiniz. Biz azıcık ucundan kaynak yaptığımız için yaklaşık yarım saat beklemiştik. Ama sıranın sonunda olsaydık 2 saat beklerdik. Ya erken gideceksiniz, ya da beklemeyi göze alacaksınız.

Girişte telefonunuzun olup olmadığını soruyorlar, girdikten sonra da valizi filan arayacaklar zaten. Yanınızda telefon getirdirseyniz kışlanın karşısındaki taksi durağının emanet dolabına bırakabiliyorsunuz. Acemilikte telefon kullanmanıza hiç gerek yok. Çünkü hem kullandırtmazlar, hem de telefonla oynayacak hiç vaktiniz olmayacak emin olun.

Sıradan sonra kışlaya girdiğinizda sıranın bittiğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Tabi ki de devam ediyor. Öncelikle içeride de uzun bir kuyruk var. Ama bu sırada çevrenizdekilerle konuşuyorsunuz. Herkes kısa dönem ve Kıbrıs'a gittiği için sen Kıbrıs'ın neresine düştün sorusu en popüleri. Siz de oradakilerle anlaşın. Çünkü o sırada önünüzde arkanızda bulunduğunuz kişilerle aynı tabura, aynı bölüğe düşeceksiniz. O yüzden o sırada insanları biraz tanıyın, kafa dengi gördüğünüz kişilerle yan yana durun. 



Arama kısmı, valizinizi filan arıyorlar. İlaç, her türlü elektronik alet, kesici aletler filan yasak. Beni arayan komutan pek detaylı bakmamıştı, zaten binlerce insan var. O yüzden ilaç sokmayı düşünüyorsanız sokun. Çünkü %95'iniz Manisa'da hasta olacak. 

Şimdi geldik sigorta sırasına. 30 TL karşılığında bütün askerliğiniz boyunca size sigota yapıyorlar. Yaptırmak mecburi dediler ama o kalabalıkta bizim önümüzdekiler yaptırırken, bize sonra yaptıracaksınız dediler. Askerliği sigorta yaptırmadan bitirdim ben, önemli bir şey değil yani o kadar.

Sıradan devam ediyoruz.Yukarıya doğru ilerliyoruz. Girdiğiniz yer 2. taburun kapısı ve azıcık yokuş. Asıl yerlere oldukça uzak. O yüzden tabur kısımlarını bağırırken sıradaki komutan 1. taburu duyarsanız oraya geçin. Yoksa her gün 2 kilometre yolu rap rap yürümek zorunda kalırsınız.

Bir sürü kağıt veriliyor onları dolduruyorsunuz. Yanınızda mavi tükenmez kalem götürün, hatta askerliğiniz boyunca asla yanınızdan ayırmayın. Sağlık kısmına geldik. Burada hızlı hızlı 2 tane iğne oluyorsunuz. Hemşire kızlar çok seri bir şekilde hallediyorlar. Burada bir önemli durum vereyim. Arkadaşlarınızda birlikte iğne olduktan sonra soyunma kabininden birlikte çıkın. Çünkü aceleci bir komutan sizi direkt dağılacağınız sıraya sokuyor. Biz o komutan yüzünden 16 kişi 8 - 8 ayrıldık. Yarımız 2. tabura gitti, yarımız da 1. tabura... 

Ne zaman gittiğinize bağlı. Mesela bizim diğer arkadaşlar 2. tabur 4. bölüğe gitti, biz ise 1. tabur 3. bölüğe. Kayıtlar tamamlandıktan sonra her bölüğün kendi sırası var, oraya geçiyoruz. Belli bir sayıya ulaştıktan sonra giysileri, eşyaları almak için yukarı tırmanmaya devam. İlk defa burada uygun adım yürüyeceksiniz. Sizinle beraber aynı sırada olan kişiler, acemiliğinizi beraber yapacağınız kişiler. Onları incelemeyi unutmayın.

Yukarı çıktıktan sonra eşya depolarına varıyoruz. Burada herkes bölük bölük ayrılmış durumda. Sırasıyla depoların içine giriyoruz ve eşyaları alıyoruz. Çok hızlı olmanız lazım, 1 dakikada her şeyi almanızı istiyorlar. Bot, spor ayakkabı, mavi valiz, atler, boxer, çorap, kep, gömlek, pantolon, palaska ve diğerleri. Her şeyi alıyorsunuz.

Bakın burası çok önemli. Diğerleri neyse ama özellikle bot ve spor ayakkabı çok önemli. Kaç numara giyiyorsanız bot alırken 1 numara büyüğünü söyleyin. Bunu sakın ama sakın unumayın. O bile olmayacak ayağınıza, ama bir denemiş olursunuz. Sonra gidip botu değiştirme şansınız var. 2 numara büyük, olmazsa 3 numara büyük söyleyin. Bakın ben 44 giyen biriyim, 2 numara büyük bot bile ayağıma vurdu, gittim 48 numara aldım rahat rahat giydim. Bot vurması çok pis bir şey. Her gün 12 saatten fazla ayağınızda kalacak o, bir vurdu mu yandınız. Siz Kasım'da gideceğiniz için yazlık bot vermezler size. Bizim askerlik 19 Temmuz'da bitti, bize bile yazlık bot vermediler. Ama verdik diye imza attırdılar haha. Spor ayakkabıyı da 1 numara büyük alın. Manisa'da öğleden sonraları spor yapılıyor. Kıbrıs'ta bizim bölükte herkes kendi spor ayakkabısını giyiyordu. Rahattı o konuda.

Eşyaları aldıktan sonra bir güzel açık havada bekliyoruz. Sohbet muhabbet, tanışma zamanı... Bu arada saat oldu 17:00, yemek nerede seslerini duyar gibiyiz. Yemek zamanı geldi, gidiyoruz. O bavul bayağı ağır ve siz 1. tabura çıkınca bir sefere mahsus 2 kilometrelik yolda o bavulu ve kendi bavulunuzu taşıyacaksınız. Ama dediğim gibi, 1 kereliğine sadece. 2. taburdakiler de çıkışta taşıyacaklar çünkü acemilikten çıkış kapısı sadece 1. taburun oradaki kapı oluyor.

Yemek yediniz, Allah'tan Manisa'daki yemekler güzel. Özeli bir şirket tarafından çıkarılıyor. Meyvesi, tatlısı, yoğurdu filan hep oluyor. Her gün en az 1 et yemeği de çıkıyor ve en önemlisi bunlar lezzetli! Kıbrıs'a gelince anlamıştım Manisa'daki yemeklerin güzelliğini... Sonra bölüklere dağılıyorsunuz. Bölüklerden de şansa takımlara dağılıyosunuz. Bizim bölükte 3 takım vardı ve ben 3. takımdaydım. Manisa'ya beraber yolculuk ettiğimiz 2 arkadaşım da bu arada hala yanımda. 



Hava karardı artık. Komutanlar geliyor, eğitim çavuşları geliyor. Eğitim çavuşları da kısa dönem usta askerler bu arada. Manisa'da eğitim çavuşu olduysanız yandınız. Sürekli eğitim verip bağırıp çağıracaksınız, resmen eziyet. Komutan 1.90 ve üzeri boyunda olan var mı soruyor. Çıkan birkaç kişi kişi. 1.85 ve üzeri, birkaç kişi yine. 1.80 ve üzeri... Biraz hareketleniyor ortam, biz de ilerliyoruz bu arada. Benle Beyto'nun (gelen arkadaşlarımdan biri) boyu birbirine yakın, arkalı önlü sıraya geçiyoruz. Suat (diğer arkadaşım) biraz daha kısa olduğu için komutan yerini değiştiriyo. Böyle boy olayı da bittikten sonra komutan son rötuşları yapıyor ve ta da!!! Manga sıraları da dahil olmak üzere takımımız hazır. Ben 1. Tabur 3. Bölük 3. Takım 2. Manga 5. sıradaydım hehe :) 

Saat oldu 20:00 ve gün hala bitmedi amk! Aynen böyle diyeceksiniz. Dışarıda giyinmemizi istiyorlar. Pek ışık olmayan bir yerde, 137 tane erkek soyunmaya başlıyoruz. Gömleği, parkayı, palaskayı, pantolonu, kepi, botu giyeceğiz. Çünkü sivil giysilerimiz bavulumuzla birlikte sivil eşyaya gidecek. Herkes yarım saate giyiniyor ve hazırız. Bu sırada en zorlayan şey palaskayı takma olayı. Benimkini arkadaşım yapmıştı. Sivil bavulunuzdan alacakları alın, çünkü bir daha onu acemiliğinizi bittiğinde göreceksiniz. Sırayla gidiyoruz ve sivil eşya deposuna bırakıyoruz. Bizim bölüğünki çok yakında ama uzakta olan bölükler de var, unutmayın.

saat 21.30 gibi lanet ilk gün bitiyor. Bizim yatakhane en üst kattaydı 3. takım olduğumuz için. Sırayla giriyoruz ve komutan bize yataklarımızı gösteriyor. Bu senin, şu senin diye. Yatak değiştirme şansınız yok. Bize en sonda dar iki ranza arasındaki yataklardan biri gelmişti. Bana alt ranzayı verdi komutan... Manisa'da altta yatmak daha iyi, usta birliğinde üstte yatmıştım. Uykunuzu alıyorsunuz, sesler, ışık o kadar rahatsız etmiyor. Dolaplar hemen yanımızda, kendimize bir dolap seçiyoruz. Manisa'da dolapları kilitleyebiliyorduk biz, o yüzden seçtiğiniz dolapta kilit kısmının sağlam olup olmadığına bakın. Gerçi Manisa'da kimsenin bir şeyi çalınmamıştı ama, ne olur ne olmaz. Dolabınızın belli bir düzeni var, o düzene göre kuruyorsunuz ama Manisa'da kimse kontrol etmedi bizi. Kontrol esas usta birliğinde oluyor. 

Bizim botluklar aşağıda yatakhanenin girişindeydi ve oraya konulması gerekiyordu. Ben bir kere koymadım, umurumda olmadı. Yatarken dolabımın içine koyup kilitliyordum. Bol bol pudra sürün ayağınıza, çünkü çok yürüyeceksiniz. bol bol da pişik kremi alın. Manisa acayip pişik ediyor insanı. Kıbrıs çok daha sıcak olmasına rağmen, orada bir kere bile pişik kremi kullanmadım. Bu da ilginç bir durumdu.

İlk gün sonunda bitti, uyudunuz. Sabah 5:45 kalk saati. Ama siz o meşhur Casio asker saati var ya, işte onun alarmını 5.30'a kurun. Çünkü Manisa'nın lavabo ve tuvalet olayı kötü. Çok asker var, çok az lavabo ve tuvalet var. Bir de herkes kısa dönem diyoruz ama o tuvaletlerin bazılarının hallerini anlatmaya gücüm yetmez, o derece kötü olabiliyor. Buna karşın Kıbrıs'ın tuvaletleri her daim mükemmeldi bizde. Neyse, 5:30'da kalkıp traş çantanızı alıp aşağıya iniyorsunuz. Ben uyanıp Beyto'yu uyandırıyordum, sonra en üst kattan en alt kata uykulu uykulu iniyorduk. Bu arada banyodan da bahsedeyim. Manisa'da belli günler var banyo için, o günler de girebiliyor herkes. 10 dakika kalabilirsen şanslısın, eğitim çavuşu bas bas bağırıyor. Bazen sıcak su olmuyor filan. Kıbrıs'ta ise tam tersi istediğin kadar kal. Hiç su sorunu yoktu ve su hep sıcacıktı. 1.5 saat banyoda kaldığımı bilirim, banyo inanılmaz mutlu ediyor insanı. Ha, Manisa'da sabah 4.30 - .30 arasında ihtiyaç banyosu oluyordu. Erken kalkmak isteyenler bu saatlerde uyanıp giderdi. Ama her zaman uyku daha tatlı geliyordu bize o kadar yorgunluktan sonra.

Hava soğuk, her gün tıraş olmak mecburi. İşte sakallar gidiyor, eli yüzü yıkıyoruz, dişleri fırçalıyoruz ve giyinmeye hazırız. Manisa'da çok asker olduğu için her şey dar. Mesela bizim yatakhanede 72 kişi yatıyordu ve ranzaların arası çok dardı. Dolaplar da ranzanın içindeydi. Kıbrıs'ta ise 24 kişilik yatakhanede biz 10 kişi yatıyorduk, dolaplar da dışarıdaydı. Giyiniyoruz ve ilk askerlik gününe hazırız. 6:30 - 7:00 arası kahvaltı zamanı. Manisa'nın yemekleri güzel, ama kahvaltılarında hiç iş yok. Bazen çay bile bulamıyorsunuz. O yüzden ben neredeyse hiç kahvaltı yapmadım. Portakal çıkıyordu onu yiyordum.

7:30'da hazırsınız ve içtima alınıyor. Acemilikte en nefret ettiğim olay. Sürekli ama sürekli içtima alınıyor. Özel bir zevk sanki sayım yapmak. Sayı eksik çıkarsa sıçtık, o gelene kadar bekle, dırdır ye filan. Sayı tamsa ilerliyor, dönemeçte duruyoruz diyelim, bir daha içtima. Eğitim alanına varıyoruz, bir daha içtima. Hayda diyor insan doğal olarak. Eğitim alanı yakındı bizim, birazcık yukarı doğru yürüyorduk. Sabahın 7.30'da rap rap uygun adım yürüyerek asker marşları söylüyorduk. Bunu her gün ama her gün yaptık.

Eğitim alanı askerlikte en çok vakit geçireceğiniz alan. Sabah 7.30'da başlıyor, akşam 16:30'a kadar oradayız. Sabahları eğitim alacaksınız. İşte normal yürüyüş, uygun adım yürüyüş, tören yürüyüşü. En iğrenci de tören, diğer adıyla tay yürüyüşü. Bunu acemiliğiniz bittiğinde geçit töreninde yapacaksınız. O yüzden çok önemli, eğer yapamazsınız doğru düzgün, sizi törende yemin ettirip yürüttürmüyorlar. 

Eğitimlerde 10 dakikalık ara oluyor, arkada küçücük bir kulubede kantin vardı. Herkes oraya koşturuyor. Hızlı olun, yoksa ara bitene kadar hiçbir şey alamazsınız. Tatlı, poğaça, açma, meyve suyu filan oluyor. Tropicana ve Pepsi'ye alışın. Coca Cola yok! Bu arada Manisa'nın bir güzelliği de şuydu. Her yerde otomatlar var. Pepsi, çay, kahve, meyve suyu otomatları. Size Ziraat asker kartı verecekler. Gazino'da ona para doldurup bu otomatlardan yararlanabiliyorsunuz. Ayrıca kantinlerde de geçiyor. Maaşınız da bu karta yatacak, haberiniz olsun. 

Tüfekli eğitimleri de alacaksınız, piyade tüfeği G3'tür. Bunu söküp parçalara ayırıp takacaksınız. Bu kısım çok zevkli, ben çok severdim. Bir güzel bakımını yapacaksınız. Silah namustur, ona iyi bakın. Silahı kaybederseniz siz, takımınız, bölüğünüz, hatta taburunuz sıçar. Silah yere düşerse komutan sizin ağzınıza sıçar. Dikkat edin. Ayrıca atış yapacaksınız. Acemiliğin en heyecanlı kısmı budur. Son hafta atış eğitimi var. 9 tane atış yapaksınız. Dikkatli olmalısınız, çünkü G3'ler geriye tepen silahları, omuzuna iyi yerleştirmezseniz göz altınızda kocaman bir morluk oluşabilir. Bizim Suat iyi yerleştirmediği için göz altı bayağı morarıp şişmişti mesela. Ben gözlükle atış yaptığım halde hiçbir sorun olmadı, rahattım. Kulaklık takmayı unutmayın. Çünkü 5 arkadaş beraber atış yapacaksınız ve inanılmaz bir ses çıkıyor. Konsantre olmak zor. 25 metre atış mesafesi, usta birliğinde bunun yanında 50 metre gece atışı ve 200 metre atışı da yapacaksınız. Ben atışların hepsinde başarılı oldum, nişanım iyiir. Çoğu kişi başaramadı mesela, kocaman bir x aldılar. Ama bu formalite, önemli değil yani geçiğ geçmediğiniz. Bazıları denetlemeye kalacak kadar iyi attılar, onlar ayrıca denetleme zamanı albayların karşısında bir daha attı.

Biz ise Musa komutanın favori grubu olarak yanaşık düzen denetlemesine girdik haha. Kaç puan aldığımızı hala bilmiyorum çünkü biz gittikten sonra belli oluyordu. Ama başarılı olmuştuk. Zaten Musa komutan hiç kasmadı bizi, geçmezseniz de koy gitsin ne olacak diyordu. Adam mükemmeldi lan! :)



Bizim komutan muhteşem bir insandı: Musa Ateş, şimdi 1 - 6'nın komutanıymış. Adam harika biriydi, hikayelerini anlatırdı, espri yapardı. Vurgulu bir yavrum deyişi vardı, pek taklit ederdik. Ve sadece bizim, yani 2. manganın komutanıydı. Mesela 1. manganın komutanı Bilal Uzman vardı, adam 2 saat boyunca eğitimden başka bir şey yaptırmaz, eğitim dışında da konuşmazdı. Biz ise 15 dakikalık eğitimden sonra çimlere uzanır, dinlenir ve komutanın hikayelerini dinlerdik. Diğer mangalar bu konuda bizi kıskanıyordu. İyi bir komutanın denk gelmesi tamamen şansa bağlı. Umarım şansınız iyidir. Bizim bölük komutanı 3. haftanın sonunda değişmişti. Yerine gelen ise kıl herifin tekiydi. 1.60 boyu var, elinde zincir, sallıyor böyle. Hakan Astsubay. Höt desen korkup kaçacak tam bir yavşak tip. İşin trajikomik yanı bizim keskin nişancı Musa Uzman maalesef bu adama komutan diyordu. Hakan hayatında doğunun d'sini görmemiş tam bir piç kurusuydu. En sevmediğim kişi olmuştu acemilikte. Allah'tan 8 gün katlandık.

17:00'da alay içtima olayı vardı. Geçit töreninin yapılacağı alanda alay içtima olurdu her gün. İşte 2. taburdaki arkadaşlar bu içtima yüzünden her gün 2 km gelip giderlerdi. Bizim bölük tören alanının hemen arkasında yer aldığı için ilk önce biz ulaşırdık. Bu çok önemli, gidince anlayacaksınız. 


18.00 - 20:00 arasında 2 saatlik zaman diliminde serbestiz. İlk zamanlar gazinoya yalnız gitmek yasaktı, sonra bu yasak kaldırılıyor merak etmeyin. Biz de 2. manganın en ön sırası olarak hep beraber takılırdık. Ben, Emre, Ali İhsan, Yusuf, Beyto ve Süleyman. Grubumuz böyleydi ve hepsi de mükemmel insanlardır. İyi ki onları tanımışım, acemilikteki günlerim onlar sayesinde süper geçmişti. Hala da görüşüyoruz, hatta Emre evlendi. Bir kez de buradan kutlayayım. Dostum bir yastıkta kocayın hehe :)


1. taburun gazinosu büyüktü. İçinde sigara, poğaça, tatlı, cips, don, atlet, tıraş kremi satan güzel bir kantini vardı. Langırt masaları vardı, biz bol bol langırt oynardık. Ali İhsan harika oynadığı için sürekli o yenerdi haha. Ayrıca bir odayı PS odası yapmışlardı ama pahalıydı. 15 dakikası 1 lira mi ne. Biz de ara sıra PES oynardık gerçi. En güzeli de müzik kutusu vardı gazinoda. 1 liraya geniş bir şarkı listesinden istediğini seçebiliyordun. Biz en çok Sıla çaldırdık, askerde iyi gidiyordu :) Uzun dönemler arasında meşhur apaçi dansını yapanlar filan vardı. Manisa'daki uzun dönemler bir acayipti, uyuşturucu kullananı çoktu. Ama Kıbrıs'taki uzun dönemler tam tersine gayet iyiydi. Kıbrıs'ta en iyi anlaştığım arkadaşlarım arasında 2 tane uzun dönem vardı. Kendilerini çok sevmiştim. Birininki bitti, birinin de 9 günü kaldı :)


Albay kontrole geliyor. Can yoldaşı olayıyla ilgili sorular soruyor. Manga sırasında ilk üç kişi can yoldaşı oluyor. Liste öyle devam ediyor. Benim can yoldaşlarım Yusuf ve Beyto'ydu. Ama biz hepimiz 5 tane can yoldaşım var derdik. Hala da öyle. Can yoldaşını çok iyi tanımalısın. Kan grubundan tut, babasının mesleğine kadar her şeyi bileceksin. Küçük siyah bir defter almak zorundasınız, onun içerisine bu bilgileri yazacaksınız. Ayrıca manga komutanından Genel Kurmay Başkanı'na kadar olan bütün kısımdaki komutan isimlerini de yazıp ezberlemeniz lazım. Soruyorlar, bilemezseniz o kadar insanın içinde utandırırlar sizi. 


Yeni gelen yavşak Hakan bana sormuştu. Ben de çatır çatır cevaplamıştım Beyto ile ilgili her şeyi. Bir ara "sevgilisi yok, patates kızartmasına bayılır, Doctor Who hayranıdır, askerlik bitince Ordu - Ulubey'e gidip fındık toplayacak ailesiyle" bile demiştim. Adam bile oha demişti haha. Bunun üzerine bizim bölük komutanı eğitimin bitmesine yarım saat varken istiharat vermişti bana :)


Telefon etmek kolay, Türk Telekom'un ucuz kartları var, onlardan alın 3 - 5 tane, olmadı kantinde de satılıyor. Türkiye'de en çok telefonun bulunduğu kışla Manisa Batı Kışlası. Tam 273 tane telefon var. Rahat rahat konuşabilirsiniz. Buna nazaran Kıbrıs'ta telefonla konuşmak çok pahalı. Türk kartları geçmiyor, Kıbrıs yazımda anlatacağım.


Dışarıyı çok özlüyorsunuz, acemilikte çarşı izni yok. 23 - 25 gün boyunca içeridesiniz. Ben akşamları o mahalledeki evlere bakarak az mı iç çektim lan? Millet ailesiyle akşam yemeği yiyor, biz ise neler yapıyoruz. Koyuyordu adama biraz. 


Ziyaretçi parkını unuttum. Hafta sonu 9.00 - 16.00 arasında ziyaretçi parkında takılabiliyorsunuz. Eğitimden kurtulmak için harika, akrabalarınız, aileniz, arkadaşlarınız geldiğinde görevli asker gelip sizi çağırıyor. Ziyaretçileriniz gitse bile siz kalmaya devam edebilirsiniz, kontrol edilmiyor pek. 15:00 gibi ayrılın ama, sona kalan askerler parkın temizliğini yapıyor. O kadar yiyecek içeceğin çöpü çok fazla. Park da oldukça büyük zaten. 1 kişi ziyarete gelse bile görevli askeri kafalayıp diğer arkadaşlarınızı çağırabilirsiniz. Benim eniştemle halam gelmişti. Biz onlar sayesinde 2 yerine 6 kişi çağırmıştık :)


Öğleden sonraları spor yapacaksınız, güzel oluyor tavsiye ederim. Halata tırmanma var, esneme var, uzun atlama var, şınav var, mekik var, barfiks var ve ısınma hareketleri var. Bunlardan teste de tabi tutulacaksınız. Ama önemli değil, formalite.


Son hafta full yürüyüş provası var. Her şey güzel olmalı. Tüfeklerin olduğu masaya ilerleyip arkadaşınızın belinden sarılıp diğer elinizi de yumruk yapıp vurup yemin edeceksiniz. Komutan bağıra bağıra söyleyecek, siz de bağıra bağıra tekrar edeceksiniz. Çok güzel bir duygu. Sonra da yürüyeceksiniz. Ana baba günü oluyor, 15.000'den fazla insan geliyor her sene. Şanslıysanız ailenizi görebilirsiniz.


Kısaca bunları yapacaksınız. Yürüyüşten sonra hemen valizlerinizle beraber eğitim alanına gidiyosunuz. Sivil eşyadan bir gün önce valizleri çıkartmıştınız. Sonra eğitim alanında giyinip arkadaşlarınızla vedalaşıyorsunuz. Kıbrıs'ta denk gelirse görürünüz çoğunu. Beyto bizden Akif'le beraber aynı yere düşmüştü, kerata şanslıydı. Ben 7. bölüğe düşmüştüm, onlar ise 9 hehe.


Sonra tören alanına valizle geri dönüş, aileler tören alanının girişinde sizi bekliyor. Buluyorsunuz birbirinizi, hasret gidermece başlıyor. Anneniz ağlıyor tabi, klasik :) Arkadaşlarınızın ailesiyle tanışıyorsunuz, çok güzel bir ortam. Sonra da soldaki meşhur mavi kapıdan çıkıyorsunuz. Dışarısı da ana baba günü, hemen karşıdaki caddeden İzmir'e kalkan otobüsler var. Sanırım 8 liraydı. Binip İzmir'e 1 saatte ulaşabilirsiniz. Bizim araba vardı, o yüzden arabayla geçtik İzmir'e


Kıbrıs 3 gün yol izni veriyor. Yani Cuma öğleden sonra serbestsiniz. Pazartesi sabahı ise Kıbrıs'ta olmanız gerekiyor. Geç kalmayın, erken gidin derim. Çünkü Kıbrıs başlı başına bir olay.


Acemilik kısaca böyle arkadaşlar. Tamamen tanıştığınız kişilerle alakalı aslında var ya, kafa dengi insanlarla tanıştığınızda çok güzel geçiyor. Çok yorulacağınız için 9 dedi mi saat uyumak isteyeceksiniz. Biz bile o kadar çok konuşmak istememize rağmen en geç 9:30'da uyuyorduk. 


Sabırlı olmayı öğrenin diyorum sadece. Benim gibi eğlenmeyi, gezmeyi, sürekli hareket halinde olmayı seven biri bile yaptıysa rahat bir şekilde,
siz hayli hayli yaparsınız. Sormak istediğiniz bir soru olursa yorum kısmına yazın lütfen, seve seve cevaplarım :)


NOT: Yazı Alıntıdır. Kaynak: http://www.metropolgunlugu.com/2014/10/acemiligini-manisada-yapacak-askerler.html



Ziyaretiniz için teşekkürler...Yorumlarınızı bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.